kısa mesafeli şehirlerde, günü birlik yolculuklar yaptım senden sonra. seni bu kentte unutmam imkansızdı. öyle sinmiştin ki kente, yürüdüğüm her yol sen kokuyordu. gittim… tek değildim bu yolculukta, cebime iliştirdiğim yalnızlığımla çıktım yola… başka bir coğrafyada buldum kendimi. başka insanlar, görmediğim yüzler… kimse tanımıyordu beni ve kimse bilmiyordu seni. üstelik şehir sen kokmuyordu…
cebimden çıkardığım yalnızlığımı, fırlattım olabildiğince uzaklara. kalabalığın içine bıraktım kendimi. yürüdüm sensizliğe doğru… baktığım o noktada seni görünce, kendimi kandırdığımın farkına vardım. biliyordum; şehir değil ülke değişsem baktığım o noktada olmaktan vazgecmeyecektin asla. bu öyküde ben anlamsız bir cümleydim, sen ise beni sonlandıran bir nokta…
ayrılık vakti… otobüsün en arka koltuğundaki yerimi almış bulunmaktayım. yeni satın aldığım yalnızlığımla, başka bir şehre doğru ilerliyorum… yeniden kuruyorum seni unutacağım şehrin hayalini… elveda noktam gidiyorsun benden…
(yine kendimi kandiriyorum, şehirler unutturmaz ki seni)
Serdar Barık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder